Follow @ahmetkaanykt

24 Ocak 2012 Salı

KÜRDO






Adım Şiyar..
ismim kulağına yabancı gelmiş olabilir..Anlamı duyarlı, hisleri güçlü olan, kabiliyetli demek.
Benimle karşılaşma olasılığın yok, çünkü beni görsen dönüp bakmassın yüzüme.
Birşey anlatmak istesem dinlemessin.
Senin dünyan kabul etmez beni.
........................................
Şiyar 43 yaşında. Bir restoranın mutfağında bulaşıkçı olarak çalışıyor.
Aslında usta bir aşçı şiyar, ama işsizlik ve yoklukta ancak bulaşık yıkama işini bulabilmiş.
Şiyarın dünyası 5 metrakere, penceresi olmayan, insanların yemek artıklarının hüküm sürdüğü, gün ışığının asla girmediği, ocakların verdiği sıcaklığın yanmış yağ ve çöp kokusuyla seviştiği, herşeye rağmen şiyarın ekmek kazandığı için saygı duyduğu bu donuk oda aslında içinde kimsenin bilmediği dokunamadığı çok acayip bir adamı barındırıyor.
........................................
Şiyar 5 yaşındayken babası onu halasının yanına Adana'ya yollamış.
Aşiretler arası husumet kendini gösterince Şiyar'ı hemen urfa dışına çıkarma kararı almış babası.
Zaten o gün bu gündür bir daha babasını görmek nasip olmamış Şiyar'a.
İmkansızlıklar onun okumasınada engel olmuş. İlkokul 2 den sonra bırakmış okulu; küçük yaşta düşmüş ekmeğinin peşine..
Ama hiçbirzaman kopamamış kitaplardan.
Mutfaktaki işlerini bitirdikten sonra kitapları gazeteleri didik didik eder.
Onun bildikleri sizi hem şaşırtır hem de gayri ihtiyari senin yerin burası değil gibi kırık cümleler dökülür ağzınızdan.
Şiyar matemetik, coğrafya, tarih gibi genel bilimi ilgilendiren mevzularda hep fikri olan ama entellektüel kimliği kirli tabakların arasında çürümeye yüz tutmuş bir insanlık örneğidir aslında.
Hayallerini peşinden koşmaya hiç fırsatı olmamış, hayat onu hep istediği şekle sokmuş.
Şiyar şikayet etmez, üzülür ama belli etmez bu bir sınav der benim kaderim der geçiştirir hep.
Şiyar'ın sülalesinde hiç okuyan adam çıkmamış.İmkansızlıklar kimseye acımamış ama Şiyar'ın hayattaki tek galesi kızının mezuniyetini görmek zaten sadece onun için çalıştığını söylüyor.
Şiyar'ın kızı mimarlık fakültesinde son sınıf öğrencisi.
...........................................
Şiyar lüks mekanların gece kondulara bakan bölümünde sessiz sedasız okuyor öğrenmeye çalışıyor.
Girdiği her ortamda dışlanmış Şiyar, kürtlüğü hep yük olmuş sanki ona.
Aslında derin sessizliği kulakları çınlatıyor.
Yersiz önyargı hep kapıları kapatmış ona.
Halbuki zekası sayesinde bir İstanbul beyefendisi gibi konuşmayıda beceriyor şiyar.
Ama kürtlüğüyle gurur duyuyor, hiç taviz vermiyor.
Bir gün merakımdan sordum Şiyar'a nedir bu sessizliğinin sebebi diye.
Şiyar önce hafif tebessüm etti, sonra oturmamı istedi göz işaretiyle.
........................................
Bundan 14 yıl önce Annesinden sonra sırtını dayadığı ve uğruna ölebilecek kadar çok sevdiği kardeşini askere göndermiş Şiyar.
Terörün en hat safhada yaşandığı o yıllarda Şiyarın kardeşi operasyondan operasyona koşuyormuş.
Vatanı korumak kolay değil diyor Şiyar.
Şiyarın kardeşi Civan bebekliğinden beri hep asker olmak istemiş.
Teröristleri öldürmek benim boynumun borcu diyormuş hep.
Hayalleri gerçek olmuş komanda olarak kürt kimliğiyle çarpışmış inançsızlarla.
Gururla dalgalandırmış ay yıldızlı bayrağımızı.
Karlı bir Şubat gecesi Şiyarın ocağına ateş düşüren haberi getiren komutan Civan'ı kaybettik onunla gurur duyun demiş.
Şiyar hemen namazını kılmış; Bir kere ağlamamış.
Komutanlar bir isteğiniz varmı; erzak getirelim size; yakacak odun; kalın giysi getirelim demiş.
Şiyarın gönlü kırılmış. Hiçbirşey istemem demiş başı dik.
.................................................
Geçenlerde şiyar annesiyle nüfus memurluğuna gitmiş.
Annesinin nüfüs kağıdını yenilemek için,
Şiyarın annesi Ziwan hiç türkçe bilmiyor.
Nüfus memuruna 2 kelam etmek istemiş gayri ihtiyari.
Adam terslemiş Ziwanı.
Türkçe konuş be kadın diye bağırmış.
Şiyar durumu açıklamaya çalışsada nüfus memuru aksi adammış işte anlamamış.
Ziwan binadan çıktıktan sonra çok ağlamış çok üzülmüş olanlara.
Şiyar biz bu vatan için şehid verdik,Civan gitti diye üzülmedik aksine gurur duyduk, bizi sevsinlerde istemedik sadece biraz saygıyı hakkettik diyor.
Derin sessizliğin kulak çınlatıcı etkisi..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder