16 Kasım 2011 Çarşamba
GERÇEK BİR HİKAYE BÖLÜM 2
Hayat o kadar hızlı akarki bazen..
Yetişmeye çalışırsınız yetişemessiniz..
Hayallerinizin peşinde koşarsınız..
Hayallerinize ulaşırsınız ama saçlarınız beyazlamıştır bitkin düşüp yapamadıklarınıza yanarsınız.
Sonbahara bağlarsınız bitkinliğinizi..Halbuki karanlığa sürüklenir siz korktukça karanlıkla yüzleşirsiniz.
Cinnet son adımıdır ruh bunalımının. Aşk ruhu hapseder. Garip melodiler çalınır kulağınıza anlamsız.
Cinnet gelir. Sizi alır götürür karanlığın dibine bırakır.
Sırtınız ürperir. Arkanızda ne soğuk vardır ne rüzgar.
Başınız kaldırırsınız. Gökyüzüne bakarsınız. Yıllar geçmiştir ama gökyüzü hala aynı renk..
............................................................................
Kafamdaki karmışık düşünceler eşliğinde okula nasıl geldiğimi hatırlamıyorum.
Mesut ve mehtap bu sabah istanbula gittiler.
İzin verdim.
Aslında kuşku duyduğum için değil ama bir huzursuzluk sarmıştı içimi.
Mesut ve mehtapla alakalı böyle düşündüğüm için utanıyordum kendimden.
Sonuçta birisi sevdiğim herşeyim diğeri can yoldaşım kardeşimdi.
Düşüncelermiden kaçmak istiyordum ama tuhaflıklar peşi sıra geliyordu sanki.
............................................................................
Berbat geçen sınavın ardından otobüsü kaçırmamak için hızlı hızlı durağa yürümeye başladım.
Kapı kapanırken attım kendimi içeri.
Ağır bir ter kokusu kaplamıştı otobüsün içindeki puslu havayı.
Birbirine çok benzeyen kızlar yanyana gelmiş dedikodu yapıyorlardı.
Bense bir an önce eve gidebilmenin hayalini kurarak yola doğru bakıyordum.
Arkadan biri dürtükledi döndüm okuldan arkadaşım Altan dı.
...........................................................................
Altan 29 yaşında artık profesyonel öğrenciliğe geçmiş canayakın tatlı bir arkadaşımdı.
3 senedir nişanlıydı. Okulunu biterememesinden mutasıp bir türlü izdivacını gerçekleştirememişti.
Hanımefendiyle sürekli kavga eder bizlere dalga konusu olur telefonu kapattıktan sonrada kendi kendine gülerdi.
Rakı sofralarında çok dert anlatmışlığım. Aynı ortamda çok bulunmuşluğum vardı.
Ama yeni kutu tarzı öğrenci evime davet etmeyi unuttuğum için bana kızmıştı.
Akşam çaya davet ettirdi kendini.
Cemle beraber bana gelicekler birlikte çay içip batak oynıycaktık.
Bu fikir benimde hoşuma gitmişti sevgilim yanımda yokken bana yoldaş olurlar birlikte zaman güzel zaman geçirirz diye düşündüm.
............................................................................
Altan ve Cem akşam tam saat 8 de eve girdiler.
Çeşitli şakalar eşliğinde birbirimizle dalga geçiyorduk.
Ben evin hanımı olmuştum çay yaptığım için. Altan sa evin direğiydi.
Çok uzundu o yüzden direk olmuştu.
Mutfakta çayla uğraşırken ben..Kasım lavaboya gitmek için ayağa kalkmış ve 'boş' odamın kapısını açık görünce içeriye göz gezdirmişti.
İçerde mesutun bilgisayarını görünce küçük bir şok geçirip doğru mutfağa yanıma geldi.
İlk kurduğu cümle lütfen mesutu eve almadığını söyle oldu.
Neden böyle bir tepki verdğini sordum.
Cevap vermedi.
Sesimi yükselttim bildiği birşey vardı..sakladı..
Cem bağırışmalar üzerine yanımıza geldi.
Sakin olmamı ve herşeyin güzel olacağından bahsediyordu Altan.
Neye uğradığımı şaşırmış adeta kilitlenmiştim..
Sadece Altan değil Ceminde bildiği birşeyler vardı.
Altan la Cem aralarında tartışırken insanlar nasıl böyle soğuk kanlı olabiliyoru yoksa benimmi bilincimi kapanmıştı kararsızdım Birden yeter diye bağırdım.
......................................................................
Altan güvenebileciğim biriydi. Cemden izin isteyip altanı odaya çektim.
Neler olduğunu sordum.
Mesutun uzun zaman önce kız arkadaşım Mehtaba sırılsıklam aşık olduğunu ve bunu bütün okulun bildiğini söyledi.
Şaka gibi.
Bir insan tepkisiz kalırsa bilinki ya ölmüş ya da geçişi felç geçiriyodur.
Konuşamadım. Tek istediğim bir an önce istanbula gitmek ve onlarla yüzleşmekti.
Cem İstanbulluydu. Sabah 5 uçağına yer bulduk.
Cem gitmeye çok istekliydi amacı bana destek olmaktı ama parası yoktu.
Onun bütün masraflarını karşılıyacaktım. Yanımda birinin olması bana manevi bir rahatlık sağlayacaktı.
.......................................................................
Mehtapta Mesutta telefonlara cevap vermiyordu.
Havaalanına gitmek için servis bekliyorduk.
Evden nasıl çıktım..Nasıl hazırlandım hiç birşey hatırlamıyordum.
Altan evde sızmıştı. Bizim İstanbula gideceğimizden habersiz uyuyordu. Bir not bıraktım birde anahtarı.
Bu stres ve sinirin beni yanlış yönlendirmesinden korkuyordum.
Yanımda Cem inde olması beni çok rahatlıyordu.
Yola çıktık.
Cem çok stresli görünüyordu.
Sanki birşeyleri yanlış yapıyoruz gibi garip garip davranışlar içine girmişti.
Sakladığı birşeyler vardı.
Uçağa binmeden önce bana söylemek istediği birşey olup olmadığını sordum.
Başta birşey olmadığın söyledi ama ağzındaki baklayı çok geçmeden çıkardı.
...........................................................................
Altanın benimle mesutun arasını açmaya çalıştığını.
Aslında onun dediği gibi birşey olmadığını.
Altanın mehtaba aşık olduğu için böyle birşey yaptığını söyledi.
Ceme göre 29 yaşındaki nişanlı kardeşimiz Altan mehtaba aşık olduğu için kaleyi içten fetih etmek istemiş.
Bizi birbirimize düşürüp mehtabı kendi yanına çekmek için yapmış bunu.
Şaşkınlık..Sessizlik..
İnanmak zor artık herşeye..
Dayak yemiş gibiyim..
Cem bunları neden uçağa binmeden önce söylemişti?
Altan böyle birşeyi nasıl bu kadar soğukkanlılıkla yapabilmişti?
Şu an tek istediğim şey bir an önce mehtabı görmekti. Uçağa bindik.
Devam edecek..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
takipçinizim, devamını dörtgözle bekliyorum, iyi çalışmalar:)
YanıtlaSilSaol gözüm.)
YanıtlaSil