Follow @ahmetkaanykt

19 Kasım 2011 Cumartesi

GERÇEK BİR HİKAYE BÖLÜM 4


Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Benden artık pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?

AHMET SELÇUK İLKAN.

--------------------------------------------------
Sessiz şarkılar çalındı kulağıma bu gece.
Özlem dolu aşk dolu sevgi dolu.
Sonbahar Yaprakları vardır açık kahverengi.
Kasımda dökülürler sokaklara halı olurlar hani.
Onlara bastıkça çıtırdar geçmişimiz. Hayallrerimiz.
Yaz gelsin isteriz..Eskisi gibi..
..................................................
Garip bir rüyadan uyandığımda saat 3 30 sularıydı.
Herşey bulanıktı. Ama Burnuma çalınan ilaç kokusu hastanede olduğumu hissettirdi bana.
Televizyonda tarihi geçmiş bir dizinin tekarı vardı.
Vucudum uyuşmuş..Beynim kafamın içinde ağır geliyordu. Kendime gelmek istiyordum biran önce..
Yarın çok geç olabilir diye geçiriyordum içimden.
Bayıldığım an.Hatırlıyorum..
Hayattaki tek varlığım olan aşkım mehtap onu aldattığımı söylemişti.
Ama 3 gün önce çok mutluyduk..Birlikte yaşıyorduk..Nasıl böyle bir iftira atabilirdi diğer yarım bana..
Mesut beynini yıkamış bambaşka bir insan yapmıştı mehtabı.
Uyanmam gerek..
Yarın çok geç olabilir.
.................................................
Bilincim açıldığında yapayanlızdım odada.
Bir damla yaş süzüldü gözümden.
Çok geçmeden hemşire geldi.
Buraya bir arkadaşım getirmiş beni.
Cem den bahsediyor. Parasız olduğu için benimle istanbula gelen bütün masraflarını bana karşılatan. Bana destek olacak adam.
Mesutla yüzleşirken ona bağırırken saf değiştirip mesutun yanına geçen adam.
Allah razı olsun dedim içimden..
Hemşire bir ziyaretçim olduğunu söyledi.
Mesut..
.................................................
Sustuk..
Yorgundum..
Meleğimi elimden almış can yoldaşım.
Öylece oturuyor yanımda hiçbir kelime etmiyorduk.
Ona söyeyecek o kadar çok şey vardı ki..
Sustum..
Tek merak ettiğim şey Mehtabın nerde olduğuydu.
O neden gelmemişti.
Çıldırmak üzereydim nasıl bir acıydı bu.
Beraber düş kurduğumuz..
Hayata birlikte siper aldığımız..
Yağmurda dışarı çıkıp sırılsıklam olana kadar yürüdüğümüz..
Gökkuşağı gördüğümüz zaman ona ulaşmak için o yöne doğru saatlerce gittiğimiz..
Meleğim yoktu..
2 gün önce mutluyduk daha nasıl geldik bu noktaya.
..................................................
Mesut ayağa kalktı..
Kapıya yöneldi..
Göz ucuyla baktı bana iyi olduğumu gördüğü için mutlu olduğunu söyledi.
Sonuçta geçmişte bir yaşanmışlık olduğu için gelme ihtiyacı hissetmiş.
Çok soğukkalnlıydı.
Maddeden kurtaran bendim. Evimi açtım ona. Kız arkadaşımı gönderdim yanına güvendim. Çocukluk arkadaşımdı.
Mehtapla asla arasında birşey olmadığını ama bundan sonra onu göremeyeceğimden bahsetti.
Neden diye sordum.
Onu ekonomi bölümünden bir kızla aldattığımı söyledi bana.
Adı rabiya olan bir kızdan bahsetti.
Rabiya Mehtab'ı arayıp benle olan aşkını anlatmış uzun uzun.
Ama Mehtap hep benim yanımdaydı.
Bu tuzağı nasıl yemişti akılm almıyordu.
Mehtapla arasında birşey yoksa neden böyle bir tezgahı ayarladığını sordum.
Gülümsedi.
Kapıyı kapıttı. Gitmişti.
Çok güçsüzdüm yalnızdım.
Ağlamak bile zor geliyordu. Ruhumu çalmışlardı sanki.
Pencereden aşağıya baktım Mesutun çıkışını izledim..
....................................................
Mesutun anne ve babasını gördüm hastane kapısının önünde.
Çok anlamsızdı. Mesut buraya 2 günlük radyo-televizyonculuk bölümü gezisi için gelmişti.
Neden anne ve babası buradaydı Mesutun.
Birşeyler dönüyordu.
Derin bir nefes aldım..
Belkide en güçlü olmam gereken zamanlardı bunlar.
Altan..
Ona bile iftira atmışlardı..
Halbuki sadece Altan düşünmüştü benim iyiliğimi.
Bu işin içinden çıkmak için ona ihtiyacım vardı.
Neler olduğunu öğrenmem gerekiyordu.
...................................................
Ertesi gün taburcu oldum.
Kendimi iyi hissediyordum.
Güneş yüzüme vuruyordu gülümsedim.
Güçlü olmam gerekiyordu.
Yüzümde korku vardı belki ama içimdeki çığlıklar ağır basıyordu.
İntikam soğukkanlı olmayı gerektiren bir eğlemdi.
Altan'lada konuştum anlattım herşeyi. O da ilk uçakla geliyordu İstanbul'a.
Kimin bana ne yaptığının bir önemi kalmamıştı artık.
Herşeyi öğrenip bu yapılanların hesabı sorulacaktı tek tek.
.....................................................
Ölmüştüm zaten.
Onun sesi yoktu artık.
İçim paramparça kalbim tuzla buz olmuş.
Haykırmak isyan etmek faydasısız..
Artık nefret ağır basıyordu.

Devam edecek..












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder